KPSS Türkiye’de Madenler, Enerji Kaynakları ve Sanayi Konu Anlatımı – Özet – Video

Bu notumuzda KPSS Coğrafya’nın Madenler, Enerji Kaynakları ve Sanayi konusunu ele aldık. Sizler için en geniş ve kapsamlı notları bir araya getirdik. Şimdiden Allah zihin açıklığı versin

0
3199

Bu notumuzda KPSS Coğrafya’nın Madenler, Enerji Kaynakları ve Sanayi konusunu ele aldık. Sizler için en geniş ve kapsamlı notları bir araya getirdik. Şimdiden Allah zihin açıklığı versin .

  • Konu ile ilgili Konu Anlatım Videoları sayfanın en alt kısmındadır.

Tavsiye Yazı: Önceki konu olan KPSS Türkiye’nin Ekonomik Coğrafyası’na ulaşmak için tıkla


MADENCİLİK

 Yerkabuğunun farklı derinliklerinden çıkarılan, ekonomik değer taşıyan mineral ve elementlere maden denir. Türkiye’de madencilik faaliyetleri 1935 yılında kurulan M.T.A. ile özel sektör tarafından yürütülmektedir.

Madenler yerden filiz adı verilen bileşimler halinde çıkarılır . Bunlara maden cevheri denilmektedir. Madenler doğada  çok az saf halde bulunmaktadır. Maden ocaklarında toprak ve başka madenlerle karışık olarak çıkarılan ve henüz işlenmemiş olan maden cevherlerine tuvanün cevher denmektedir. Madendeki cevher oranına ise tenör adı verilir. Madenin yer    altındaki miktarına rezerv adı verilir.  Maden yatakları bakımından ülkemiz 29 çeşit ile  dünyada ilk on ülke arasında yer almaktadır. Fakat maden rezervlerimiz zengin değildir.

Madencilik alanında ilk sistemli ve geniş ölçülü araştırma 1935 yılında Maden Teknik veArama Enstitüsünün kurulması ile başlamıştır. Türkiye madenleri ile ilgili büyük bir kuruluşta Etibank’tır. Cumhuriyet döneminde bulunan madenlerin işletilmesi görevi bu bankaya bırakılmıştır.  Bir            bölgede maden yatağının bulunması o yerin işletmeye açılmayası için gerekli değildir. Her hangi bir maden yatağının işletmeye açılması için gereken belli başlı özellikler şunlardır:

a)Madenin içindeki metal oranının yüksek olması gerekir

b)İşletilecek maden rezervinin fazla olması gerekir

c)Ulaşım imkanlarının iyi olması gerekir

d)Madenin sanayide kullanılabilir olması gerekir

 

TÜRKİYE’DE ÇIKARILAN ÖNEMLİ MADENLER

Demir: Modern  sanayinin ana metali demirdir. Kullanım alanı oldukça geniştir.

Çıkarıldığı yerler:  Divriği –Gürün (Sivas), Hekimhan-Hasan çelebi (Malatya), Çam dağı (Sakarya) , Edremit-Havran-Eymir-Ayvalık-Ayazmant (Balıkesir), Torbalı(İzmir), Simav- (Kütahya), Kırıkhan-Payas(Hatay), Bingöl,Kahramanmaraş,Düzce, Kayseri. Doğu Anadolu Bölgesi demir madeni bakımından Türkiye’de ilk sıra gelmektedir.

İşlendiği yer : Karabük, Ereğli, İskenderun demir çelik fabrikaları.

Bakır: Bakır madeni yatakları genellikle çinko ve kurşun yataklarıyla birlikte bulunur. Elektrik ve       elektronik sanayisinde kullanılır. Bakır mutfak eşya yapımına kullanılır.

Çıkarıldığı yerler: Murgul(Artvin),Küre(Kastamonu),Ergani –Maden (Elazığ), Çayeli (Rize),

İşlendiği yerler: Maden Ergani  bakır işletmeleri, Murgul bakır işletmeleri, Samsun Karadeniz       bakır işletmeleri.

Krom: Çok sert ,çok iyi cilalanabilen ve paslanmayan bir maden olduğu için , madeni eşya yapımında büyük önem taşır. Dışarıya en çok satılan madendir. Kaplamacılıkta ve çelik yapımında kullanılır.

Çıkarıldığı yerler: Guleman(Elazığ) , Fethiye – Milas – Marmaris – Dalaman Köyceğiz(Muğla) , Acıpayam (Denizli) , Orhaneli (Bursa) ,Kayseri , Eskişehir    Kütahya , Kahramanmaraş , Aladağ(Adana)

İşlendiği yerler :Antalya ve Elazığ’daki ferrokrom tesisleri

Krom yatakları altı ana bölgede toplanmıştır.

Fethiye, Köyceğiz, Denizli

Alacakaya (Guleman) (Elazığ)

Bursa, Eskişehir

Adana, Kayseri, Mersin

İskenderun, Kahraman Maraş, İslahiye

Kopdağı (Doğu Anadolu)

Krom madeni Antalya ve Guleman’daki ferro-krom tesislerinde işlenmektedir.

Boksit: Alüminyumun hammaddesi olan boksit çok hafif olduğundan uçak sanayiinde, otomobil, ev, elektrik malzemesi yapımında kullanılır.

Boksit yatakları Seydişehir (Konya), Akseki (Antalya) İslahiye (Gazi Antep) ve Milas (Muğla) civarında bulunur. Buralarda çıkarılan boksit, Seydişehir alüminyum tesislerinde işlenmektedir.

Bor Mineralleri: Sanayide sayısız denilebilecek kadar çok çeşitli işlerde kullanılmaktadır.  Bor minerallerinden      elde edilen boraks ve asit borik özellikle nükleer alanda jet ve roket yakıtı , sabun deterjan     lehim, fotoğrafçılık tekstil boyaları , cam,  elyaf  ve  kağıt sanayiinde kullanılmaktadır. Dünya rezervinin %80’ni Türkiye’dedir . Üretim bakımından dünyada  2006 dan beri birinci sıradayız. Rezerv bakımından TÜRKİYE  birinci sıradadır Bor minerallerinin üretimi dış isteğe bağlıdır.

Çıkarıldığı yerler:  Bigadiç-Susurluk-Sultançayırı (Balıkesir) , Mustafakemalpaşa (Bursa)       Emet( Kütahya), Seyitgazi (Eskişehir).

Kükürt: Kükürt gübre, kimya ve boya sanayiinde kullanılır. Ayrıca kauçuğun işlenmesinde ve sülfirik asit üretiminde de kullanılır.

Ülkemizde kükürt yatakları Keçiborlu (Isparta) ve Milas (Muğla) çevresinde bulunmaktadır.

Zımpara Taşı: Çeşitli kesici, torpüleyici ve silici aletlerin yapımında kullanılan zımpara taşı yönünden ülkemiz çok zengindir. Tire (İzmir), Manisa, Söke (Aydın), Milas (Muğla) ve Tavas (Denizli) da çıkarılır.

Barit: Suda erimeyen bir maden olduğundan boya, deri, kimya, cam ve kauçuk sanayiinde kullanılır. Ülkemiz barit yatakları bakımından zengin sayılır. Antalya, Muş, Gazi Antep ve Eskişehir çevresinde barit yatakları bulunmaktadır.

Tuz: Türkiye tuz yatakları bakımından son derece zengindir. Kaya tuzu yatakları üçüncü jeolojik zamanda, kapalı göl havzalarında suların buharlaşması ile oluşmuştur. Son yıllarda tuz üretimimiz üç kat artmıştır.

Türkiye’deki tuz üretiminin çoğu, Tuz Gölü ile İzmir Çamaltı tuzlasından sağlanır. Kaya tuzu yatakları, Çankırı, Kars, Iğdır ve Nevşehir çevresinde bulunmaktadır.

Cıva: Tek sıvı madendir. Zirai ilaç yapımında, kâğıt sanayiinde, suni gübre üretiminde ve boya sanayiinde kullanılır. Türkiye’de Sarayönü (Konya), Ödemiş (İzmir), Manisa ve Uşak çevresinde çıkarılmaktadır.

Kurşun – Çinko: Genelde kurşun ve çinko bir arada bulunur. Ülkemizde Keban (Elazığ) ve Kayseri çevresinde kurşun-çinko yatakları vardır.

Lületaşı: Eskişehir çevresinde çıkarılır ve işlenir. Süs eşyası yapımında kullanılır.

Oltutaşı: Erzurumun Oltu ilçesinde çıkarılır ve işlenir. Süs eşyası yapımında kullanılır.

Fosfat: Gübre hammaddesi olarak kullanılan fosfat ihtiyacımızı karşılamaz. Fas, Tunus ve Cezayir’de yaygın olarak görülür ve daha çok bu ülkelerden ithal edilir. Türkiye’deki en zengin fosfat yatakları Mazıdağı (Mardin), Adıyaman, Bingöl ve Bitlis’te bulunmaktadır.

Manganez: Çeliğe sertlik kazandırmak ve direncini artırmak için kullanılır. Uşak, Afyon, Muğla, Adana, Erzincan, Artvin ve Trabzon çevresinde manganez yatakları bulunur. İhtiyacı karşılamaz. Bu nedenle ithal edilir.

Mermer: Ülkemiz mermer bakımından zengindir. Afyon, Kütahya, Marmara Adası, Kırşehir, Tokat ve İzmir çevresinde çıkarılır. Yurt dışına ihracatı yapılır.

Volfram (Tungsten): Çok sert olması nedeniyle özel sanayi çeliği olarak kullanılır. Demiryolu, iş makineleri, uçak ve gemi yapımı yanında, ampüllerde enerjiyi ışığa çevirmede kullanılır. Bursa Uludağ’da çıkarılıp işletilmektedir. Fakat son yıllarda üretimi durmuştur.

Asbest (Amyant): 14 bin °C sıcaklığa dayanır. Isıya dayanıklı araç ve gereç yapımında kullanılır. Konserojen madde bulundurması nedeniyle, kullanımı sınırlandırılmıştır. Eskişehir, Bursa, Erzincan, Hatay, Kars, Ağrı, Malatya, Sivas, İskenderun, Uşak ve Konya’da çıkarılır.

ENERJİ KAYNAKLARI

Ülkelerin ilerleyip, gelişmişlik seviyelerini arttırabilmeleri için çeşitli enerji kaynaklarına   ihtiyaçları vardır. Çünkü hammaddelerin işlenebilmesi, fabrikaların çalışabilmesi, ulaşım, aydınlatma ve ısınmanın gerçekleştirilebilmesi, enerji kaynaklarının kullanımına bağlıdır.

Ülkelerin gelişme düzeyleri belirlenmesinde üretilen ve tüketilen enerji miktarları da dikkate       alınır. Gelişmiş ülkelerde üretilen ve tüketilen enerji miktarı geri kalmış ülkelere göre daha fazladır.

ENERJİ KAYNAKLARININ ÇEŞİTLERİ

Enerji kaynakları oluşumlarına göre iki gruba ayrılır.

a)Yenilenmeyen enerji kaynakları : Yeraltındaki maden rezervi ne karsa kullanılacak olan      miktar o kadardır . Yeraltındaki enerji kaynağı bittiğinde o yer kapatılır yeni bir kaynak aranmaya başlanır. Örnek ; Kömür, petrol , doğalgaz.

b)Yenilenen enerji kaynakları : Doğada sürekli var olan enerji kaynaklarıdır. Jeotermal  enerji   ,hidroelektrik  enerji , güneş ve rüzgar enerjisi .

Taşkömürü: Taşkömürü bitkilerin jeolojik dönemler boyunca dönüşüme uğraması sonucu oluşmuş , yüksek ısı      gücü olan bir enerji kaynağıdır. Kalori değeri yüksektir. Bu enerji kaynağı elektrik santrallerinde ,sanayide ve kok kömürü yapımında kullanılır.  1.jeolojik zamanda oluşan taşkömürü Karadeniz Ereğlisi’nden başlar ve doğuya doğru Zonguldak , Amasra, Söğütözü’ne kadar devam eder. Yapılan üretim ihtiyacımızı karşılayamadığı için yurt dışından taşkömürü satın alınmaktadır. Demir – çelik ve Kimya sanayisinde kullanılır.

Linyit: Linyit kömürleşme sürecinin ilk ürünlerindendir. II. jeolojik zamanda oluşan linyit oluşum yaşı bakımından taş kömüründen daha gençtir. Bu nedenle kalorisi taş kömüründen daha düşüktür.         Linyit yatakları yüzeye daha yakın olduğu için kolayca işlenebilmektedir.Türkiye III. jeolojik        zamanda oluşan bir ülke olduğu için hemen her bölgede linyit yatakları bulunmaktadır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışında bütün bölgelerimizin çıkarılır. En kaliteli linyitler Ege          Bölgesinde, en fazla rezerv ise Afşin – Elbistan’da yer alır.

Genellikle çıkarıldığı alanlardaki sanayi tesislerinde ve evlerde tüketilir. Önemli linyit yatakları ,   Beypazarı (Ankara) , Çan (Çanakkale), Orta (Çankırı) , Seyitömer , Tunçbilek (Kütahya) ,     Soma (Manisa) , Elbistan (Kahramanmaraş), Yatağan (Muğla) Aşkale (Erzurum) , Şırnak, Kangal (Sivas)

Linyit yatakları Afşin, Elbistan (K. Maraş), Tavşanlı, Seyitömer (Kütahya), Soma (Manisa), Yatağan (Muğla), Saray (Tekirdağ), Aşkale (Erzurum), Aydın, Amasya ve Yozgat çevresinde bulunmaktadır.

Linyitten elektrik enerjisi elde eden termik santrallerimiz, Soma, Tunçbilek, Seyitömer, Afşin – Elbistan, Yatağan ve Orhaneli termik santralleridir.

Petrol: Çağımızın önemli enerji kaynaklarından biridir.Ham olarak çıkarılan petrol rafinerilerde işlendikten      sonra benzin,motorin ve gazyağı haline gelmektedir.Türkiye petrol açısından zengin bir ülke        değildir. Belli başlı petrol yatakları Güneydoğu Anadolu Bölgesindedir. Yatakların en yoğun             olduğu yerler Batman , Siirt ve Diyarbakır’dır. Ülkemizdeki petrol yatakları derinlerde yer aldığı için işletilmesi zordur. Ülkemizdeki petrol üretimi tüketiminin 1/7’sini karşılayabilmektedir.

Petrol işleme tesislerimiz :

–          İzmir’de Aliağa Rafinerisi

–          İzmit’te İpraş Rafinerisi

–          Mersin’de Ataş Rafinerisi

–          Batman’da Batman Rafinerisi

–          Kırıkkale’de Orta Anadolu Rafinerisi

Petrol yataklarımızın % 98’i G. Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunur. Petrol, Raman, Garzan, Kurtalan, Adıyaman ve Mardin çevresinde çıkarılmaktadır.

Ülkemizde çıkarılan ve ithal edilen petrol, Orta Anadolu (Kırıkkale), Aliağa (İzmir), Ataş (Mersin), İpraş (İzmit) ve Batman rafinerilerinde işlenmektedir.

Doğal gaz: Ülkemiz, doğal gaz yatakları bakımından zengin değildir. Şu anda sadece Trakya’da Hamitabat ve Güneydoğu Anadolu’da Mardin – Çamurlu sahasında üretim yapılmaktadır. Hamitabat’tan çıkarılan doğal gazdan aynı yerde elektrik enerjisi üretilir. Doğalgaz ihtiyacımızın önemli bir kısmı, Rusya Federasyonu ve Cezayir’den ithal edilmektedir.

Su Gücü (Hidroelektrik enerjisi): Barajlardaki suyun, elektrik üreten santralleri çalıştırması ile oluşan enerjiye hidroelektrik enerjisi denir.

Türkiye’de elektrik ihtiyacının % 40 lık kısmı hidroelektrik santrallerden elde edilmektedir. Keban, Karakaya, Atatürk, Hirfanlı, Seyhan, Kemer ve Demirköprü gibi birçok baraj elektrik ihtiyacımızı karşılamaktadır.

Dışarıya akıntısı olan bazı göllerimiz, tabii baraj özelliğindedir. Bunlardan elektrik üretilir. Başlıcaları, Hazar, Çıldır, Tortum ve Kovada gölleridir.

Rüzgâr Gücü: Ülkemizde eskiden yel değirmenlerinde ve yelkenli gemilerde kullanılmıştır. Fakat elektrik ve petrol enerjisinin devreye girmesiyle kullanım alanı çok azalmıştır.

Jeotermal Enerji: Jeotermal enerji, yer altındaki sıcak sulardan ya da su buharından elde edilir. Türkiye yakın bir jeolojik devirde oluştuğundan ve genç kıvrım dağları kuşağında bulunduğundan dolayı, fay hatları ve fay kaynakları oldukça yaygındır. Özellikle Ege Bölgesi’ndeki Germencik (Aydın), Balçova (İzmir), Sandıklı (Afyon) ve Sarayköy (Denizli) civarında sıcak su kaynakları bulunmaktadır. Şu anda sadece Sarayköy (Denizli) de elektrik enerjisi üreten jeotermal santral bulunmaktadır.

Radyoaktif Mineraller: Radyoaktif mineraller, nükleer enerji üretiminde kullanılır. Uranyum ve toryum gibi radyoaktif maddelerin parçalanmasıyla enerji elde edilir.

Ülkemizde Aydın, Uşak, Manisa, Çanakkale ve Yozgat yörelerinde uranyum, Eskişehir çevresinde toryum yatakları tespit edilmiştir. Fakat, şu anda, ülkemizde radyoaktif maddelerden nükleer enerji üretimi yapılmamaktadır.

Güneş Enerjisi: Türkiye ve özellikle güney bölgelerimiz, Güneş enerjisinden iyi yararlanabilecek bir konuma sahiptir. Bu enerjiden, en çok su ısıtmada faydalanılır. Ayrıca, sera ısıtmasında, su pompası çalıştırılmasında, bazı elektronik aletlerin çalıştırılmasında, vs. Güneş enerjisi kullanılmaktadır.

Türkiye’de Sanayi ve Dağılışı

80 yıl önce makinesi olmayan, her türlü sanayi ürününü başka ülkelerden alan ülkemiz Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren hızla gelişmeye başlamıştır. Hammadde zengini olan ülkemiz bugün kendi ürününü kendi fabrikalarında işleyebilen bir ülke olmuştur. İşlenen ürünler ülke içine yettiği gibi dış ülkelere de satılır hale gelmiştir. Ülkemizde ilk kurulan fabrikalar; Sümerbank Dokuma Fabrikası, Beykoz Ayakkabı Fabrikası, Şeker fabrikalarıdır. Devlet desteğiyle sonra isteyen herkes sanayi yatırımlarında bulunabilmiştir.

TÜRKİYE’DE SANAYİNİN BAŞLICA ÖZELLİKLERİ

Ulaşım, pazarlama, tüketim hammaddeye yakınlık faaliyetleri ülkemiz sanayi kuruluş yeri üzerinde önemli rol oynamıştır. Örneğin İstanbul ve İzmir’deki sanayi tesislerinin kurulması ve gelişmesinde; kara ve deniz ulaşımı, hammaddenin kolay temini ve ürünlerin taşınmasının her mevsim kolay olması ve pazarın bulunması önemli etmenlerdir.
Sanayi en çok Marmara Bölgesi’nde gelişmiştir. Bunda en önemli etmen ulaşımdır. Diğer şartların da burada uygun olması sanayileşmeyi hızlandırmıştır. İstanbul – Adapazarı arası, İzmir çevresi, Mersin Adana arası, Bursa, Ereğli, Karabük, İskenderun, Eskişehir, Ankara ve Gaziantep sanayinin en geliştiği İllerdir. Sanayi faaliyetlerinin gelişmesi, İş olanakları sağladığından, o alandaki nüfusun da göçle artmasına sebep olmuştur.
Sanayinin gelişmesinde hammadde kaynaklarına yakınlık da önemli bir etken olmuştur. Örneğin: Çukurova’da tarıma dayalı sanayinin gelişmesi. Konya’da unlu mamuller, Rize’de cay fabrikaları gibi. Özellikle Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’de sanayinin gelişmemesinde en önemli etmen ulaşımın zor sağlanmasıdır. Maden kaynaklarının varlığı da sanayi tesislerini etkilemiştir. Örneğin: Zonguldak’ta taşkömürü, Murgul’da bakır, Sivas (Divriği)’da demir madeni tesisleri kurulmuştur. Ülkemizde sanayi ve ticaretin geliştirilmesi amacıyla sanayi ve ticaret odaları kurulmuştur.

Sanayi ve Ticaret Odalarının Amaçları
• Ticaret ve sanayi İle İlgili İncelemeler yapmak,
• Mesleki ahlak ve dayanışmayı korumak,
• Bulunduğu yerin ticari, örf, adet ve kurallarını tespit etmek,
• Mesleki konularda bakanlıklara, İllere ve belediyelere teklif ve isteklerde bulunmakla görevlidir.

TÜRKİYE’DE SANAYİ KOLLARININ COĞRAFİ DAĞILIŞI

TARIMSAL SANAYİ
Unlu mamuller İç Anadolu başta olmak üzere tüm bölgelerimizde bulunur.
Şeker fabrikaları Kıyı bölgelerimiz hariç her yöremizde bulunur. 30’dan fazla şeker fabrikası vardır.
Yağ fabrikası Ayçiçek yağı fabrikaları Trakya’da, zeytinyağı fabrikaları Ege ve Güney Marmara’da yaygındır.
Sigara İstanbul. İzmir, Samsun, Tokat. Adana, Malatya, Bitlis
Konservecilik İstanbul. Bursa. Çanakkale, Balıkesir ve İzmir
İçki fabrikaları Tekirdağ, Gaziantep, Nevşehir, Ankara
Et ve süt ürünleri Edirne, Trabzon, Erzurum, Kars, Tekirdağ, Şanlıurfa, Adana, Kayseri, İstanbul, İzmir, Ankara, Balıkesir
DOKUMA SANAYİ
Pamuklu dokuma İstanbul, Adana, Kayseri, İzmir, Aydın, Denizli, Bursa, Gaziantep, Kahramanmaraş
Yünlü dokuma Bursa, Hereke, Uşak, Kayseri
İpekli dokuma Bursa, Gemlik, İstanbul
Halı Kilim Battaniye Isparta, Uşak, Gördes, Demirci, Kula, Bünyan, Kayseri, Lâdik, Hereke
Deri işleme İstanbul, İzmir, Kayseri, Erzurum, Erzincan, Van
MAKİNA VE KİMYA SANAYİ
Petrol rafineri İzmir, Mersin, İzmit, Batman, Kırıkkale
Gübre fabrikası Mersin, İzmit, İzmir, Kütahya, Bandırma, İskenderun, Elâzığ, Samsun
Vagon Adapazarı, Sivas, Eskişehir
Gemi İstanbul, İzmit
Uçak Ankara, Eskişehir
Otomotiv Bursa, Adapazarı, İzmir, İzmit, Aksaray, İstanbul, Ankara
TAŞA TOPRAĞA DAYALI SANAYİ
Şişe-Cam fabrikaları İstanbul, Sinop, Kırklareli, Mersin
Tuğla Kiremit Eskişehir, Manisa, Kütahya, Aydın Çorum, Tokat
MADEN SANAYİSİ
Demir-Çelik Karabük, Ereğli, İskenderun, İzmir, Sivas, Kırıkkale
Ferro-Krom Antalya, Elâzığ,
Bor Bandırma, Kırka, Emet
Bakır Samsun, Murgul, Ergani
ORMAN SANAYİSİ
Kâğıt fabrikaları Zonguldak-Çaycuma, Giresun-Aksu, Muğla-Dalaman, Balıkesir, Kastamonu-Taşköprü, Silifke-SEKA
Mobilya Ankara, İstanbul, Bursa, Kayseri

 

Türkiye’de sanayinin ülke geneline dağılışında bir dengesizlik vardır. Ülke sanayi kuruluşlarının çoğu Marmara Bölgesi’nde kurulmuştur. İstanbul başta olmak üzere, İzmit, Bursa, Adapazarı önemli sanayi kentleridir.
İstanbul’un sanayinin kuruluş yeri olarak seçilmesinde;
 Ulaşım ağının gelişmiş olması,
 Hammaddenin kolay temin edilebilmesi,
 Nüfusun fazla olması,
 Tüketim merkezi olması,
 İşgücü ihtiyacının kolay karşılanması,
 Büyük sermaye sahiplerinin bu kentte toplanması,
 Osmanlı imparatorluğu döneminden itibaren sanayi yatırımlarının ülkenin batı bölgelerine kaydırılmış olması etkili olan önemli faktörlerdir.

Marmara Bölgesi’nin Trakya bölümünde en büyük organize sanayi bölgelerinden Çerkezköy dikkati çeker. Tekstil, boya ve metal sanayinin yaygın olduğu bu kesimde sanayi giderek gelişmektedir. Ayrıca bu kesimde Alpullu, Edirne, Çorlu ve Tekirdağ çevrelerinde çeşitli sanayi kuruluşları gelişim göstermektedir.

Marmara Bölgesi’nden sonra sanayinin yoğunluk kazandığı ikinci bölge Ege Bölgesi’dir.
Bu bölgede İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ikinci büyük sanayi alanı olan İzmir yer alır. Dokuma ve gıda sanayi başta olmak üzere, makine, yedek parça, petrol ürünleri vb. gibi sanayi kuruluşları İzmir’de yoğunlaşmıştır. Petrol rafinerisi nedeniyle Aliağa, yağ sanayinin geliştiği Ayvalık ve Edremit, şeker sanayinin geliştiği Afyon, Kütahya ve Uşak, azot fabrikası ve seramik fabrikasının yer aldığı Kütahya, pamuklu dokuma sanayinin gelişme gösterdiği Aydın, Nazilli, Denizli ve Uşak gibi illerde de sanayileşme faaliyetleri dikkati çeker.

Sanayinin yoğunlaştığı diğer bir alan Batı Karadeniz bölümüdür. Genellikle ağır sanayinin toplandığı bu kesimde yoğunlaşma Zonguldak’taki maden kömürünün varlığına bağlı olarak gelişmiştir. Karabük ve Ereğli demir-çelik fabrikaları bu alanın önemli sanayi bölgesidir.

Akdeniz Bölgesi’nin en hızlı sanayileşen yeri Çukurova’dır. Burası aynı zamanda Türkiye’nin başlıca sanayi alanlarından biri durumundadır. Bu bölgede Adana’da yer alan çeşitli sanayi kolları dışında, Mersin petrol rafinerisi (ATAŞ), İskenderun süper fosfat ve demir-çelik fabrikaları, Antalya’da ferro-krom fabrikası ve Seydişehir alüminyum tesisleri vardır.

İç Anadolu Bölgesi içine dağılmış endüstri kuruluşları ise Eskişehir, Kayseri, Sivas, Konya, Kırıkkale ve Ankara gibi merkezlerde toplanmıştır. Güneydoğu Anadolu’da son yıllarda GAP’la birlikte özellikle tarıma dayalı sanayi gelişmektedir. Aşağıda ülkemizde yer alan bazı büyük sanayi kolları ve bulunduğu bazı yerler verilmiştir.

ÜLKEMİZDE SANAYİNİN BELLİ YERLERDE YOĞUNLAŞMA NEDENLERİ

1. Hammadde
Sanayi tesislerinin kurulmasında hammadde oldukça önemlidir. Hammaddesiz üretim olmaz. Ülkemiz sanayinin kuruluşunda en önemli faktör olan hammadde kaynakları bakımından oldukça zengindir.
Ülkemiz yeraltı kaynakları bakımından bor, demir, bakır, krom, çimento hammaddeleri, deniz ve gol sularımızdaki tuz ve sodyum sülfat gibi madenler bakımından oldukça zengindir.

Tarımsal, hayvansal ve orman ürünleri gibi yer ustu kaynakları da ülkemizde büyük çeşitlilik gösterir.
• Gıda endüstrisinin hammaddesi olan un, sebze, meyve ve çeşitli hayvansal ürünler,
• Dokuma sanayinin hammaddesi olan pamuk,
• Şeker sanayinin hammaddesi olan şekerpancarı,
• Çay sanayinin hammaddesi olan çay,
• Sigara sanayinin hammaddesi olan tütün,
• Kâğıt sanayinin ana hammaddesi olan orman ürünleri bakımından ülkemiz oldukça zengindir.

2. Enerji
Enerjisiz fabrika çalışmaz. Makinelerin hareketi, ısıtma, eritme işlemleri vb. hep enerjiyle olur. Günümüzde enerji kaynakları yönünden zengin ülkeler, sanayileşmiş ülkelerdir. Türkiye enerji kaynakları bakımından potansiyeli yüksek bir ülkedir. Petrol ve taşkömürü yetersizliğine karşın ülkemiz linyit rezervleri bakımından oldukça zengindir.
Ülkemizde elektrik enerjisinin üretimi için 1935 yılında Elektrik İşleri Etüt İdaresi kurulmuştur. Bu kuruluş yurdumuzun hangi bölgesinde hidroelektrik santral, hangi bölgesinde termik santral kurulması gerektiğine karar verir. Zonguldak’ta Çatalağzı’nda kurulan termik santral taşkömürü yakarak sadece kömür havzasına elektrik karşılamakla birlikte İstanbul ve Ankara’ya kadar uzanan kesimin elektrik gereksinimini karşılamıştır. Kütahya’daki zengin linyit yataklarından yararlanarak Soma ve Seyit Ömer’de iki termik santral kurulmuştur. Marmara Bölgesi’nde doğalgaza dayalı Hamitabat, termik santrali, Doğu Anadolu Linyite dayalı Afşin-Elbistan termik santrali ülkemizin enerji gereksinimini sağlayan önemli termik santrallerdendir. Son yıllarda Rusya’dan getirilen doğalgaz sanayiimizin kullandığı başlıca enerji kaynakları arasındadır. Beyaz kömür olarak adlandırılan hidroelektrik enerji bakımından oldukça zengin olan ülkemizde ilk hidroelektrik santral Sakarya Nehri üzerinde kurulan Sarıya barajıdır. Kurulan birçok baraj sanayi kuruluşlarının enerji gereksinimini de karşılamaktadır.

3. Sermaye
Sermaye, fabrikaların kurulması için temel şartlardan biridir. Türkiye’de sermaye yetersizliği sanayinin gelişmesinde önemli bir engeldir. Çimento, şeker ve dokuma sanayiimiz büyük ölçüde milli sermayeden, demir-çelik, çinko-kurşun, boksit tesisleri gibi metalürji fabrikaları uzun vadeli dış kredi kaynaklarından yararlanarak, otomotiv ve uçak sanayiimiz ise yabancı sermaye ortaklığı ile gelişim göstermiştir.

4. İşgücü
Sanayinin kurulup gelişmesi için konularında uzman nitelikli ve sürekli işgücünün olması şarttır. Ülke nüfusunun sürekli artması ve genç nüfusumuzun fazla oluşu, işgücü bakımından ülkemizi zengin bir konuma getirmektedir. Diğer taraftan Cumhuriyetin ilk yıllarında nitelikli işgücü bulamayan sanayi tesisleri için günümüzde bu sorun ortadan kalkmıştır. Üniversitelerin mühendislik bölümlerinden mezun olan gençler sanayinin hemen her dalında çalışabilecek nitelikli teknik eleman açığını ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca ara işgücü gereksinimi de çeşitli teknik lise ve yüksekokullar vasıtasıyla karşılanmaktadır.

5. Ulaşım
Sanayinin gelişmesinde en büyük etmendir. Ulaşımsız ne hammadde, ne de üretilen ürünlerin pazarlanması söz konusu olamaz. Ulaşım sorunu ülkemizde 1950’lerden itibaren karayollarının yapımı ile büyük ölçüde aşılmıştır. Günümüzde yurdumuzun her bölgesi ile ulaşım bağlantısı yaz-kış sağlanmakta, köyler dâhil olmak üzere her bölgemize kara ve demiryolu bağlantımız bulunmaktadır. Modem yükleme ve boşaltma yapabilen gerekli araç ve gereçle donanmış limanlarımız, ihtiyacı karşılayacak bir ticaret filomuz vardır, özellikle T.I.R. filomuz oldukça gelişmiş bir düzeydedir. Bu ulaşım araçlarından hızla geliştirmemiz gerekeni en çok dış ticarette kullandığımız denizyoludur.

6. Pazar
Sanayinin kurulup gelişmesi ve devamlılığı üretilen malın pazarlanmasıyla doğrudan ilgilidir. Pazar payı yüksek olan ürünlerin üretimi de yüksek olur. Dayanıksız tüketim maddelerinin sanayisi genellikle pazara yakınlık gösterir. Ülkemizde Pazar payının en yüksek olduğu il, nüfusun en fazla olduğu İstanbul’dur.

7. İklim Şartlan
İklim şartlarının elverişli olmadığı yerlerde diğer şartlar da olmayacağından sanayi gelişmez. Ülkemiz genelinde iklim şartları elverişlidir. Fakat Doğu Anadolu bu yönüyle şanssız bir bölgedir.

8. Su Durumu
Susuz canlı hayatı olmayacağından sanayi tesisleri hem çalışanları hem de üretilen maddelerin suya olan ihtiyaçlarından susuz sanayi gelişmez. Bu yüzden sanayi tesisleri genel olarak su kaynaklarına yakın yerlerde kurulur. Ülkemizde sanayi tesislerinin kurulduğu yerlere bakıldığında deniz kenarları, akarsu boyları dikkat çeker.

ÜLKEMİZDE BAŞLICA SANAYİ KOLLARI

Ağır sanayi
Fabrika ve makinelere büyük miktarda sermaye yatırımı gerektirir. Buna karşılık çok miktarda mal üretir ve geniş bir piyasaya çok çeşitli mallar verir. Petrol arıtma, demir çelik, motorlu araç ve makine, çimento ağır sanayi ürünleridir.

Orta ve küçük Ölçekli Sanayi
Daha çok dayanıklı tüketim malları, buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon, mutfak eşyası üreten sanayilerle dokumacılık hazır giyim, gıda ve benzeri sanayi dallarından oluşur.

Un ve Unlu Ürünler Sanayi

Besin sanayinin ana hammaddesini tahıl oluşturur, özellikle buğdaya dayalı olan en yaygın sanayi koludur. Sayıları 350 dolayında olan un fabrikalarının en büyük kapasitelileri Eskişehir, Konya, Ankara gibi İç Anadolu bölgesi illerinde ve İstanbul, İzmir, Adana, Bursa gibi yüksek nüfus potansiyeli olan illerde toplanmıştır. Un üretiminin artması ülkemizde makama ve bisküvi sanayiini geliştirmiştir.

Çay Sanayi

Ülkemize yeni giren bir tarımsal urun olmasına karşın çay tarımı ve çay sanayi hızlı bir gelişme göstermiştir. Yıllık ortalama 200 bin ton civarında kuru cay üreten Türkiye’de bu sanayi kolu Doğu Karadeniz bolumu kıyı şeridinde toplanmıştır. Fabrikaların çoğunluğu Rize ilindedir. Diğer fabrikalar ise Artvin, Trabzon, Giresun illerinde bulunur. 2005 yılı elde edilen yaş çay üretimimiz, 1.192.000 ton, kuru çay üretimimiz ise 217.540 tondur.

Tütün Sanayi

Tütün, tütün fabrikalarında işlenerek sigaraya dönüşür. Ülkemizde oldukça gelişmiş bir endüstri kolu olan tütün sanayi ilk kez 1884 yılında İzmir sigara fabrikasının kurulması ile gelişmiştir. İstanbul, Samsun, Tokat, Malatya, Adana, Bitlis de sigara fabrikaları bulunmaktadır.

Şeker ve Şekerli Gıdalar Sanayi

Ülkemizde Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan ve ülke ihtiyacını karşıladığı gibi ihraç ürünleri arasında yer alan önemli bir sanayi koludur. İlk fabrika 1926 yılında Alpullu ve Uşak’ta kurulmuştur. Tahsis edilen kotalar göre üretimin en fazla olduğu fabrikalar Ereğli, Eskişehir, Ilgın, Turhal ve Afyon dur. (500.000 tondan fazla 2007 Türk şeker) Toplam şeker üretimimiz 2005 yılında 1.331.822 ton 2006 yılında 859.700 ton 2007 yılında 937.800 tondur.

Et, Süt ve Süt Ürünleri Sanayi

Hayvancılık faaliyetlerinin yoğun olduğu yerlerde gelişmiştir. 1952 yılında kurulan Et Balık Kurumu ile bu sanayi kolu gelişme göstermiştir. Erzurum, Van, Trabzon, Ankara, Çankırı, İzmir, İstanbul Edirne, Tekirdağ önemli fabrikaların olduğu illerdir. Pastörize süt, yoğurt, peynir, tereyağı, süt tozu ve dondurma gibi ürünlerden oluşan bu sanayi kolu özellikle hayvancılığın birinci derecede etkili olduğu Kars-Erzurum yöresi ile Doğu Karadeniz bölümünde gelişmiştir. Bu bölüm ve yöreler yanında Afyon, Muğla, Denizli, Kastamonu, Amasya, Giresun, Kahramanmaraş ve Bayburt’ta ilk kez 1963 yılında kurulan Süt Endüstrisi Kurumuna bağlı (SEK) 30 dolayında fabrika vardır.
Ayrıca özel sektöre ait Pınar Süt (İzmir-Pınarbaşı), Mis Süt (Balıkesir-Gönen), Meriç Süt (Edime) vb. gibi büyük ölçekli kuruluşlar vardır. Büyük ölçekli 120 dolayında (30 kadar SEK tesisi dâhil) süt ve süt ürünleri işleme fabrikasının yer aldığı ülkemizde tereyağı yapımı büyük tüketim merkezleri çevresinde gelişmiş olup özellikle Trabzon’da (Vakfıkebir ve Tosya), peynir ise sütü bol olan alanlarda (Edime, Tekirdağ-beyaz peynir, Erzincan-tulum peyniri, Kars, Ağrı, Erzurum – kaşar peyniri) üretilmektedir. Karadeniz kıyılarında Trabzon’da Karadeniz Su Ürünleri Sanayi, Rize’de Karadeniz Balık Sanayi, Samsun’da kedi köpek maması üreten tesisler bulunur.

Konserve Sanayi

Ülkede taze sebze ve meyvenin bulunması bu sanayi kolunun yeterince gelişmesine engel olmuştur. Ancak özellikle büyük kentlerde kış aylarında konserve kullanımı yoğunlaşmaktadır. Ülkemizde ilk konserve fabrikası 1920 yılında Kartal’da kurulmuştur. Günümüzde 70’den fazla büyük ölçekli konserve fabrikasının çoğunluğu Bursa, Balıkesir gibi sebze ve meyve tarımının geliştiği illerde toplanmıştır. Gelibolu, Çanakkale ve Erdek gibi kıyı kentlerimizde ise balık konserveciliği gelişmiştir.

Bitkisel Yağ Sanayi

Ülkemizde bitkisel sıvı yağ olarak ayçiçeği, zeytinyağı, mısırözü, fındık yağı, soya yağı ve pamuk yağı kullanılır. En önemli yağ hammaddesi olan zeytinyağı en çok Marmara (Bursa, Çanakkale, Balıkesir) ve Ege (İzmir, Muğla, Aydın) bölgelerinde Adana, Hatay ve Gaziantep illerinde elde edilir. Ülkemizin en büyük Ayçiçek yağı fabrikası Edime ve Tekirdağ’dadır. Ayrıca İzmir ve Adana’da da Ayçiçek yağı fabrikası vardır. Son yıllarda gelişen soya fasulyesinden yağ üreten fabrika ise Ordu ve Adana’dadır.

Dokuma (Tekstil), Deri ve Giyim Sanayi

Türkiye’de dokuma sanayi 30-40 yıl içinde büyük gelişme göstermiş ve ihracatımızda etkili bir duruma gelmiştir. Ülkemizde dokuma endüstrisinin bütün çeşitleri (pamuk ipliği ve pamuklu kumaş, yun ipliği ve yünlü kumaş, yapay ipek ve kumaş, doğal ipek ipliği ve kumaşı, trikotaj, hazır giyim, halı-kilim, battaniye ve keçe gibi kaba dokumacılık) vardır.
Dokuma konusunda özellikle 1933 yılında kurulan Sümerbank’ın cabaları çok fazladır. Ülkemizde pamuklu kumaş dokuma fabrikaları İstanbul, Eskişehir, Kahramanmaraş, Erzincan, Malatya, Konya (Ereğli), İzmir, Kayseri, İzmir (Bergama), Adana, Aydın (Nazilli), Antalya ve Manisa’da yer alır. Pamuklu dokuma konusunda özellikle özel sektör kuruluşlarının ağırlıklı payı vardır.
Yun sanayinde ise yun ipliği, yünlü kumaş, battaniye, kilim gibi dokuma işleri ile trikotaj gibi örme işleri yer alır. İlk yünlü dokuma fabrikası İstanbul Feshane ve Her Eke’de acılan fabrikalardır. Daha sonra bir kamu kuruluşu olan Merinos fabrikası açılmıştır. Günümüzde İstanbul, İçel, Adana, Edime, Kayseri, Gaziantep ve İzmir’de çok sayıda özel sektör kuruluşu yer alır. Hazır giyim fabrikaları büyük çoğunlukla İstanbul, İzmir Ankara ve Eskişehir gibi büyük kentler çevresinde toplanmıştır.
Doğal ipek ipliği ve ipekli kumaş üretimi Bursa ilinde gelişmiştir. Yapay ipek konusundaki en büyük fabrika da Bursa-Gemlik’te yer alan Gemlik Suni İpek Fabrikasıdır.
Dokuma sanayinin en gelişmiş üretim alanlarından biri olan halıcılık ise çok eski tarihlerden beri yapılmaktadır. Ülkemizde Isparta, Uşak, Burdur, Denizli, Manisa, Niğde, Nevşehir, Kayseri, Konya, Sivas, Tokat, Erzurum, Ağrı illerinde el dokuması halılar üretilmektedir.
Dericilik ve deri endüstrisi de oldukça gelişmiştir. Bu iş koluna ait fabrika ve atölyelerin çoğu İstanbul’da toplanmıştır. Ayakkabı, deri giyecek, deri eşya (valiz, çanta, kemer vb.), fabrikalarının ürettiği ürünler son yıllar içinde büyük atılım yaparak ihracatta önemli bir payı oluşturmuştur.

Maden Sanayi

Bu sanayi kolunda demir çelik, otomotiv, bakır alüminyum, askeri malzeme, tarım araç ve gereçleri yer almaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul’da çeşitli dokum, gemi ve motorlu taşıt onarım atölyeleri bulunmaktaydı. Bu konudaki önemli atılımlar Cumhuriyet devri ile birlikte olmuştur. Demir-çelik üretimi ilk kez 1937 yılında Karabük’te acılan fabrika ile başlamıştır.
Bu demir-çelik fabrikasına 1965 yılında Ereğli eklenmiştir. Diğer demir çelik fabrikası ise 1975’te hizmete giren İskenderun fabrikasıdır. Ayrıca İzmir’de yer alan ve özel sektörce kurulan İzmir demir-çelik ve Meta da diğer önemli fabrikalar arasındadır. Bu fabrikalarda inşaat demirleri, yuvarlak demir, ray, levha, sac, teneke, tel, çelik ve çekme borular üretmektedir.
Ülkemizde demir-çelik üretiminin gelişmesi maden işleyen endüstri kollarını da geliştirmiştir. Bu nedenle askeri amaca yönelik faaliyet gösteren (top, tüfek, mermi vb.) en önemli tesis 1932 yılında kurulan Kırıkkale fabrikasıdır. Ülkemizde hidroelektrik santrallerinin devreye girmesi ile elektro-metalürji endüstrisi de gelişmeye başlamıştır.
Bu tur kuruluşların ilki 1962 yılında Antalya’da kurulan Ferrokrom metalürji tesisidir. Bunu 1977 yılında Elazığ’da kurulan tesis izlemiştir. Son yıllarda Eskişehir’de uçak motor parçalarının yapıldığı, bilgisayar kontrollü teçhizatlarına kullanıldığı bir fabrika kurulmuştur. Ayrıca Ankara ve Eskişehir’de uçakların her turlu tamir ve bakım işlerini de doğrudan yapan ve yedek parça üreten tesisler vardır. Adapazarı’nda kurulan tank ve palet fabrikası da askeri amaçlı üretim yapar. Bursa’da ise 1979 yılında çelik fabrikası üretime geçmiştir. Ülkemizde çıkartılan ve bol rezervli alüminyum, bakır, boksit gibi madenlerin metalürji endüstrisindeki payları artmaktadır. Bu bakımdan bakır izabe tesisleri Maden (Elazığ 1939), Göktaş (Murgul 1951) ve Samsun’da (1973), alüminyum tesisleri 1973 yılında Konya Seydişehir ve 1977 yılında Kayseri’de üretime geçmiştir.

Otomotiv ve Madeni Eşya Sanayi

Ülkemizde araç üretimi 1955 yılında montaj şeklinde traktör üretimi ile başlamıştır, ilk otomobil üretimi de montaj şeklinde 1960’lı yıllarda olmuştur. Ancak bugün üretim %90’a yakın oranda yerli malzeme kullanılarak gerçekleştirilmektedir.
Bursa’da (Tofaş, Renault), İzmir’de (Opel, BMC), İstanbul ve İzmit’te (Ford, Otosan, Honda Türkiye, Hyundai Assan, Toyota), Adapazarı’nda (Toyota) otomobil ve yük taşıtları üreten fabrikalardır. İzmir – Torbalı Opel fabrikası 1989 – 2000 yılları arasında üretim yapıp kapatılmıştır. Otomotiv sanayinin gelişmesi buna bağlı olarak yan sanayi kollarının gelişmesini de sağlamıştır. Tarım araç ve gereçleri üretimi ise başta İstanbul ve Adapazarı olmak üzere İzmir, Adana, Eskişehir gibi kentlerde yer alır.
Ülkemizde nükleer denizaltı gemileri hariç her turlu su altı, su ustu askeri ve sivil gemiler yapılabilmektedir. Bu gemilerin büyük çoğunluğu İstanbul’da (Cami altı, TAŞ kızak, Haliç, Hasköy, Pendik, Tuzla) bulunmaktadır. Ayrıca İzmit (Gölcük), İzmir’deki (Alaybeyi) tersanelerinde ve özel sektöre ait tersanelerde çok sayıda gemi yapılmaktadır. Ayrıca ülkemizde buzdolabı, çamaşır makinesi vb. gibi dayanıklı tüketim malları ile çok sayıda elektrikli araç gereç ile elektronik ve hassas cihaz yapımı 1980’den sonra gelişmeye başlamıştır. Bu tur kuruluşların büyük bolumu İstanbul, İzmit sanayi bölgesinde İzmit, Bursa ve Gaziantep’te gelişmiştir.

Kimya Sanayi

Kimya sanayi yurdumuzda önceleri küçük ve dağınık ölçüde kurulmuş, bu nedenle geç gelişmiş bir sanayi koludur. Bu sanayi kolunun gelişmesinde petrol rafinerilerinin kurulmasının büyük rolü olmuştur. 1961 yılında İzmit’te kurulan İpraş rafineri LPG, motorin, fueloil, jet yakıtı, gazyağı, nafta, benzin, asfalt ve kükürt üretmekte, üretimin bir kısmı da ihraç etmektedir. İzmit’teki rafineri dışında İzmir Aliağa’da, Batman ve Kırıkkale’deki Orta Anadolu rafineriler, ülkemizde plastik, lastik ve sentetik eşya üretimini arttırmıştır. Mersin Ataş Rafinerisi BP ve Shell grubunu 1952 yılında yaptığı özel bir anlaşmayla kurulmuş özel bir kuruluştur. 2004 yılında bu rafinerinin rafinaj işletmeleri durdurulup bölgede terminal vazifesi görmektedir, (depolama, yükleme, boşaltma) Adapazarı, İzmit ve Kırşehir’deki motorlu taşıt araçları lastiği üreten fabrikalar yanında plastik madde üreten tesisler de büyük kentler çevresinde gelişmiştir.

Yapay gübre üreten fabrikalar;
 Zonguldak-Karabük (Karabük demir – çelik),
 İskenderun-Sarı seki (Sarı seki),
 Balıkesir-Bandırma (BAGFAŞ),
 İzmit-Yarımca (Yarımca),
 Kütahya,
 Adana (Toros Gübre),
 Elazığ,
 Samsun-Tekkeköy (Karadeniz Gübre),
 Bursa-Gemlik,
 Mersin (Akdeniz Gübre),
 İzmir (Ege Gübre) önemli gübre fabrikalarımızdır.

Kimya sanayinin bir kolu da ilaç ve boya sanayiine ait tesislerdir. İlaç sanayine ait fabrikalar İstanbul ve yakın çevresinde toplanmıştır. Boya sanayi ise İstanbul, İzmir, Mersin’de toplanmıştır. Kibrit sanayi ise İstanbul’da yer alır.

Taşa ve Toprağa Dayalı Sanayii

Bu sanayi kolunu seramik, cam, çimento, tuğla, kiremit ve kil gibi çoğunlukla inşaata yönelik işkolları oluşturmaktadır. Çimento üretimi ülkemizde çok eski tarihlerden beri yapılmaktadır. İlk çimento fabrikası 1910 yılında İzmit Danca’da acılan fabrikadır. Bunu 1911 yılında İzmit Eski hisar, 1938’de Ankara, İstanbul Zeytinburnu ve Kartal’da acılan çimento fabrikaları izlemiştir. Zaman içinde ülkemizin çeşitli yerlerinde birçok çimento fabrikaları açılmıştır (İzmir-Çimentaş, Eskişehir, Tarsus, Adana, Corum, Kırklareli, Gaziantep, Bursa, İstanbul, Isparta-Göltaş, Mersin Çimsa, Çanakkale Kars, Ağrı, Van, İskenderun, Siirt, Şanlıurfa, Mardin çimento fabrikası bulunan bazı illerdir. Kiremit ve tuğla fabrikaları son yıllarda yüksek kaliteli delikli tuğla üretimi de gelişmektedir. (Kütahya, Çorum, Eskişehir, Balıkesir…) Kiremit, tuğla fabrikaları Manisa, Aydın, Uşak, Kütahya, Afyon, Adapazarı, Eskişehir, Bartın, Bolu, Giresun, Çorum, Eskişehir, Balıkesir’de büyük fabrikalar vardır.
Şişe-cam endüstrisi, ilk çağdaş fabrika İstanbul Paşabahçe’de kurulmuştur. (1936). Bu fabrikada çeşitli cam ve kristal eşya üretimi yapılır. Gebze-Çayırova’da kurulan pencere camı yapan fabrika ile İzmit, Adapazarı ve Antalya’da (oto camı), Denizli’de, Trakya’da cam yapan çeşitli fabrikalar vardır. Ülkemizde hammaddesi yaygın olarak bulunan kaliteli kaolin ve diğer killerden seramik üretimi yapılır. İnşaat sektörünün gelişmesi ile fayans, yer döşemesi, banyo, tuvalet vb. gibi sıhhi araç üretimi yaygın bir gelişme göstermektedir. Ülkemizde en büyük seramik fabrikaları İstanbul, İzmit, Bozuyük-Bilecik,Eskişehir Çanakkale-Çan, İzmir ve Kütahya’da yer alır.

Orman Ürünleri Sanayi

Orman; odun, kereste, mobilya, kâğıt, selüloz vb. gibi çeşitli sanayi kollarına hammadde sağlar. Bu ürünlerden kereste sanayi orman yönünden zengin olan Karadeniz Bölgesi’nde gelişmiştir. Cide, Bolu, Bartın, Düzce, Rize, Yenice, Ayancık, Ardeşen, Ordu, Borçka, Bafra’da kereste fabrikaları yer alır. Düzce’de ambalaj, Kastamonu’da orman ürünleri entegre tesisleri bulunur. Türkiye’de mobilya genel olarak Ankara, İstanbul, İzmir Bursa, Adana, Eskişehir ve Kayseri illerinde üretilmektedir. Türkiye’nin en büyük mobilya İmalat bölgesi olan Siteler, Ankara’da yer almaktadır. Bölgede yaklaşık olarak 15.000’den fazla küçük ve orta ölçekli İşletme bulunmaktadır.
Türkiye 180’den fazla ülkeye mobilya ihraç etmektedir. Son yıllarda, Türk mobilya ihracatçıları yeni tasarımlar ve kaliteli ürünlerle başta Avrupa Birliği olmak üzere birçok ülke pazarına girmiştir. Türkiye’de tekstil sektörünün çok gelişmiş olması, tekstilin mobilya ürünlerinde geniş bir yelpazede kullanım alanı bulması nedeniyle Türk üreticilerine önemli bir rekabet avantajı sağlamaktadır. Orman ürünlerinin en önemli kolu olan kâğıt ve selüloz sanayi alanında ilk kurulan fabrika (1933) İzmit SEKA kâğıt fabrikasıdır. SEKA’ya bağlı Balıkesir’de Paşa köy, Zonguldak’ta Çaycuma, Bartın, Aksu (Giresun) Mersin’ de Taşucu, Afyon’da Cay, Muğla’da Dalaman kâğıt fabrikaları, Balıkesir’de gazete kâğıdı, Taşköprü’de sigara kâğıdı, Bilecik’te ambalaj ve kâğıt fabrikası, ülkemizin kâğıt İhtiyacını karşılamaktadır.
Türkiye’de özel girişimler ve modern üretim tesisleri sayesinde kâğıt-karton sanayinde temizlik kâğıdından, ambalaj kutularına kadar yayılan geniş bir yelpazede üretim ve ihracat gerçekleştirilmektedir. Bununla beraber, ülkemiz kâğıt-karton sanayi, toplam ağaç mamulleri ve orman ürünleri ihracatından %20’nin üzerinde önemli bir oranda pay almaktadır. Bugün Türk kâğıt-karton sanayi ürünleri 180’den fazla ülkeye ihraç edilmektedir. 2005 yılında ağaç ve ahşap eşya alt sektör grubu, toplam ağaç mamulleri ve orman ürünleri ihracatından %10 oranında pay almıştır. 2005 yılında, ağaç ve ahşap eşya ihracatı, bir önceki yıla kıyasla %21 oranında artmıştır. Türkiye ağaç ve ahşap eşya ürünleri 150’den fazla ülkeye ihraç edilmektedir.

Konu ile ilgili videoları izleyebilirsiniz:

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.