2020 Kpss 1982 Anayasası’nın Temel İlkeleri Ders Notları -PDF

0
984

1982 Anayasası | Kpss 1982 Anayasası Genel Esaslar

Konu ile ilgili pdf ders notuna ulaşmak için tıkla
Konu ile 206 cevaplı soruya ulaşmak için tıkla
Konu ile ilgili Sorular ve Konu anlatım video yazının sonunda

Allah zihin açıklığı versin…

1982 Anayasası ve genel esasları konusu günümüz anayasasının oluşum ve içeriğini içermektedir. Önceki konumuzda kpss vatandaşlık dersi konusu olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasalarının ikinci bölümünden 1961 anayasasını inceledik. Sıradaki kpss vatandaşlık dersi konumuzda ise 1982 Anayasası genel esaslar konusunu inceleyeceğiz.

1982 ANAYASASI’NIN GENEL ESASLARI

Başlangıç İlkeleri

1. Atatürk inkılâp ve ilkelerine bağlılık

NOT: Sizlere daha iyi ve güncel ders notu sunabilmek için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Sizlerde son eklenen güncel ders notları ve eğitim haberlerinden anında haberdar olmak istiyorsanız sitemize Üye Olarak bildirimlerden anında haberdar olabilirsiniz.
ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYIN

 

2. Atatürk milliyetçiliği ve medeniyetçiliği

3. Çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi

4. Milli egemenlik

5. Anayasanın ve hukukun üstünlüğü

6. Hürriyetçi demokrasi

7. Kuvvetler ayrılığı

8. Türk varlığının devleti ve ülkesiyle bölünmezliği

9. Laiklik

10. Yurtta sulh cihanda sulh arzusu

Madde-1: Devletin şekli
Madde-2: Cumhuriyetin nitelikleri
Madde-3: Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti
Madde-4: Değiştirilemeyecek hükümler
Madde-5: Devletin temel amaç ve görevleri
Madde-6: Egemenlik
Madde-7: Yasama yetkisi
Madde-8: Yürütme yetkisi ve görevi
Madde-9: Yargı yetkisi
Madde-10: Kanun önünde eşitlik
Madde-11: Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
Madde-1: Devletin şekli

Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

Madde-2: Cumhuriyetin nitelikleri

Türkiye Cumhuriyeti milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir.

a) Cumhuriyetçilik İlkesi

Devlet şekli olarak Cumhuriyet, egemenliğin bir kişiye veya zümreye değil, toplumun tümüne ait olduğu bir devleti ifade eder.

Bir hükümet (devlet yönetimi) şekli olarak Cumhuriyet, başta devlet başkanı olmak üzere, devletin başlıca temel organlarının seçim ilkesine göre kurulmuş olduğu, bunların oluşumunda veraset ilkesinin rol oynamadığı bir hükümet sistemini anlatır. Türkiye’de Cumhuriyeti ilân eden 29 Ekim 1923 tarihli Teşkilât-ı Esasiye Kanunu Türkiye Devletinin şekli hükümeti, cumhuriyettir” demek suretiyle, cumhuriyeti bir hükümet şekli olarak tanımlamıştı. 1924 Anayasası ise “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir” diyerek cumhuriyete bir devlet şekli anlamını vermiştir. Türk kamu hukuku geleneğinde de, cumhuriyet ve demokrasi kavramları birlikte düşünülmüştür. Nitekim 1960-61 ve 1980-82 dönemlerinde askeri idarelerin liderleri, Cumhurbaşkanı değil, Devlet Başkanı sıfatını kullanmaya özen göstermişlerdir.

Cumhuriyet “vatandaşlık”, monarşi ise “uyrukluk” (tabiiyet) kavramlarına dayanır. Cumhuriyet, bütün vatandaşların ortak iradelerinin ürünüdür.

b) Atatürk Milliyetçiliğine Bağlı Devlet İlkesi

1924 Anayasası’nın 1937 yılında geçirdiği değişiklikle, Cumhuriyetin nitelikleri arasında “milliyetçilik” ilkesine yer verilmiş olduğu halde, 1961 Anayasasında bunun yerine “millî devlet” deyiminin kullanılmıştır.  1982 Anayasası, aynı amacı, “Atatürk milliyetçiliğine bağlı” deyimini kullanmakla gerçekleştirmiştir.

Örnek Soru

Aşağıdakilerden hangisi, 1982 Anayasası’nda düzenlenmiş bir kurum değildir?

A) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi

B) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu

C) Diyanet İşleri Başkanlığı

D) Devlet Denetleme Kurulu

E) Milli Güvenlik Kurulu

KPSS CEVAP: B

Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı, “akılcı, çağdaş, medeni, ileriye dönük, demokratik, toplayıcı, birleştirici, insani ve barışçıdır”. Atatürk milliyetçiliği, milliyetçiliği reddeden akımlara karşı olduğu gibi, ırkçılığa, şovenizme ve saldırganlığa da karşıdır.

Atatürk, milletin tanımında, “sübjektif millet” anlayışını benimsemiştir. Buna göre, zengin bir hatıra mirasına sahip bulunan, beraber yaşamak hususunda müşterek arzu ve muvafakatte samimi olan ve sahip olunan mirasın muhafazasına beraber devam hususunda iradeleri müşterek olan insanların birleşmesinden meydana gelen cemiyete millet adı verilir.

Bu tanımdan, Anayasamızın benimsediği milliyetçilik anlayışının, ırk, dil ve din gibi objektif benzerliklere değil; kader, kıvanç ve tasa ortaklığına ve birlikte yaşama arzusuna dayanan sübjektif milliyetçilik anlayışı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu ilkenin doğal bir sonucu da, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür hükmüdür.

Atatürk milliyetçiliğe bağlı devlet deyimi, sadece manevi değer değil, TC’nin insan unsurunun, tek bir millet yani Türk Milleti olduğu anlatılmak istenmiştir. Diğer bir önemli sonucu, “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliği” ilkesidir. Bu ilke, TC’nin bir “tek devlet” olduğunu ve her türlü ayrılıkçı akımın yasaklanmış bulunduğunu anlatmaktadır. Nihayet, resmi dilin Türkçe olduğu hakkındaki Anayasa hükmü de, devletin millî niteliğinin doğal bir sonucudur.

c) Laik Devlet İlkesi

Laikliğin, din hürriyeti, din ve devlet işlerinin ayrılığı olarak, iki cephesi vardır.

1.Din Hürriyeti: Vicdan ve ibadet hürriyetlerini kapsar. Bunlardan ilki, “herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir” şeklinde ifade edilmiştir.”Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz”

2. İbadet Hürriyeti: Kişinin inandığı dinin gerektirdiği ibadetleri, ayin ve törenleri serbestçe yapabilmesidir. Anayasaya göre, “14’üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir” Yani, Anayasamızda ibadet hürriyeti, vicdan hürriyeti kadar mutlak biçimde tanınmış değildir. İbadetlerin kamu düzeni, kamu güvenliği ve kamu menfaatlerini korumak amacıyla sınırlanabileceğini belirtmektedir.

Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmış sayılması için, şunların gerekli olduğu kabul edilebilir:

 Resmî Bir Devlet Dininin Olmaması: Burada kastedilen, devletin belli bir dine üstünlük tanımaması, onun kurallarını kanunlar ve diğer devlet işlemleri yoluyla vatandaşlarına uygulatmaya çalışmamasıdır. 1924 Anayasasında yer alıp 1928 değişikliği ile çıkarılan “devletin dini, din-i İslam’dır” yolunda bir hükmün yerine 1937 değişikliği ile de lâiklik ilkesi

getirilmiştir. 1982 Anayasası ise “din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi zorunlu dersler arasında yer alır.” diyerek bu ilkeden sapmış görünmektedir.

❖ Devletin, Bütün Dinlerin Mensuplarına Eşit Davranması

❖ Din Kurumlarıyla Devlet Kurumlarının Ayrılmış Olması

❖ Devlet Yönetiminin Din Kurallarından Etkilenmemesi

Laikliğin Türk İnkılâbı açışından taşıdığı temel önem, onun Anayasamızda özel olarak korunması sonucunu doğurmuştur. “Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandıramaz, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.” Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve TC’nin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, inkılâp kanunlarının, Anayasaya aykırılığını yargı organı önünde ileri sürülemez.

d) Demokratik Devlet İlkesi

Türk Anayasa Hukukunda 1921 Anayasasından beri ifade edilen “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” kuralı, şüphesiz, demokratik devleti öngören, bir niteliğe sahiptir.

1982 Anayasasına göre, “egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.”

Anayasamızın 67’nci maddesine göre “vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.

Seçimler ve halkoylaması, serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır.” Bu ilkeleri incelemek gerekirse;

1) Genel Oy

Genel oy, servet, vergi, öğrenim durumu ve cinsiyet gibi sınırlamalar olmaksızın, bütün vatandaşların oy hakkına sahip olmalarıdır.

❖ Türkiye’de 1.ve 2. Meşrutiyet dönemlerinde, servete bağlı oy ilkesi uygulanmıştır. 1924 yılında, erkekler için genel oy hakkı kabul edilmiş;

❖ 1934’te ise bu hak, kadınlara da tanınmıştır.

❖1982 Anayasasının ilk şeklinde oy verme hakkı, 21 yaşın doldurulmuş olması şartına bağlanmıştı.

❖ Anayasada 1987 tarihli değişiklikle 20’ye,

❖ 1995 tarihinde yapılan değişiklikle 18’e indirilmiştir.

❖ Ayrıca seçimlerde oy kullanabilmek için, sandık seçmen listesinde kayıtlı olma şartı da aranmaktadır.

❖ 23.7.1995 tarihli anayasa değişikliğiyle, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkı, ilke olarak kabul edilmiştir.

2) Eşit Oy

Bu ilke, her seçmenin bir tek oya sahip olması anlamına gelir.

3) Seçimlerin Serbestliği

Bu ilke, vatandaşların hiçbir baskı ve zorlama olmadan oy kullanabilmelerini, oy vermenin bir mecburiyet haline getirilemeyeceğini anlatır. 1982 Anayasası oy vermeyi Anayasa açısından bir yükümlülük haline getirmiştir.

4) Tek Dereceli Seçim

Tek dereceli seçimde seçmenler, temsilcilerini doğrudan doğruya seçerler. İki dereceli seçimde ise seçmenler, ilkin “ikinci seçmen” adı verilen bir grup seçmeni seçerler; temsilciler de daha sonra bu ikinci seçmenler tarafından seçilir.

Türkiye’de 1946 yılına kadar iki dereceli seçim uygulanmıştır.

5) Oyun Gizliliği

Türkiye’de gizli oy ilkesi, 1950 yılında kabul edilmiştir.

6) Açık Sayım ve Döküm

Bu ilke de, ülkemizde 1950 yılında kabul edilmiştir.

7) Seçimlerin Yargı Organlarının Yönetim ve Denetiminde Yapılması

1982 Anayasasına göre, “seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve TBMM üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.

e) İnsan Haklarına Saygılı Devlet İlkesi

1961 Anayasasının “insan haklarına dayalı” deyiminin yerine, 1982 Anayasası “insan haklarına saygılı” deyimini kullanmıştır. 1982 Anayasası, “herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir” demektedir.

f) Hukuk Devleti İlkesi

Anayasamızın 2’inci maddesinde “Cumhuriyetin nitelikleri” arasında sayılan hukuk devleti ilkesi, en kısa tanımıyla, vatandaşların hukuki güvenlik içinde bulundukları, Devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu bir sistemi anlatır.

Hukuk Devletinin Varlık Şartları:

1) Yürütme İşlemlerinin Yargısal Denetimi

Hukuk devleti bakımından önemli olan nokta, yürütmenin eylem ve işlemlerinin bağımsız yargı organlarınca denetlenip denetlenememesidir. Eğer yürütmenin bir kısım eylem ve işlemleri, yargı denetimi dışında bırakılabiliyorsa, hukuk devleti ilkesi zedelenir.

2) Yasama İşlemlerinin Yargısal Denetimi

Hukuk devleti için, sadece yürütme organının işlemlerinin kanunlara uygunluğunun değil, yasama işlemlerinin de Anayasaya uygunluğunun yargı organlarınca denetlenebilmesi gerekir.

3) Yargı Bağımsızlığı

Hukuk devletinin en önemli unsurlarından biri de, yargı bağımsızlığıdır. Yargı bağımsızlığının güvence altına alınmamış olduğu sistemlerde, bir hukuk devletinden söz etmeye imkân yoktur.

4) Kanuni Hâkim Güvencesi

1982 Anayasasına göre “hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.”

5) Ceza Sorumluluğunun İlkeleri

Anayasaya göre “kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez…

Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.

Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya ve bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Ceza sorumluluğu şahsidir.

Vatandaşlar, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye geri verilemez.

6) Hukukun Genel İlkelerine Bağlılık

1982 Anayasasına göre “hâkimler Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. “Bu hükme göre, anayasa yargısı da dahil olmak üzere her düzeydeki hâkimler, yazılı hukuk kurallarının yanında, hukukun genel ilkelerini de dikkate almak zorundadırlar. Anayasa Mahkemesinin 1982 Anayasası döneminde vermiş olduğu kararlarda dayandığı genel hukuk ilkelerinin bazıları şunlardır: iyi niyet, ahde vefa, kazanılmış haklara saygı, kanunların geriye yürümezliği, kesin hükme saygı, devlete (ve kanunlarına) güven, özel kural-genel kural çatışmasında özel kuralın uygulanması.

g) Sosyal Devlet İlkesi

Anayasamızın 2’inci maddesinde yer alan, Cumhuriyetin niteliklerinden biri de, sosyal devlet ilkesidir. Sosyal devlet kavramı, devletin sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata aktif müdahalesini meşru ve gerekli gören bir anlayışı ifade eder. Sosyal devlet ilkesi 1961 Anayasası ile hukukumuza girmiştir.

Sosyal Devletin Amaçları:

❖ Herkese insan haysiyetine yakışır asgari bir hayat düzeyi sağlamaya yönelik tedbirler almak.

❖ Vergi adaleti sağlamak.

❖ Kamulaştırma ve devletleştirme yapmak.

❖ Özelleştirme yapmak.

❖ Eşitlik, planlama ilkelerini benimsemek.

❖ Sosyal haklar sağlamak.

❖Ulusal geliri arttırmak.

Madde-3: Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti

❖ Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.

❖ Dili Türkçedir.

❖ Bayrağı şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı bayraktır.

❖ Milli marşı İstiklal Marşı’dır.

❖ Başkenti Ankara’dır.

Madde-4: Değiştirilemeyecek hükümler

Anayasanın 1.maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2.maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3.madde hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Madde-5: Devletin temel amaç ve görevleri

❖ Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak.

❖ Ülkenin bölünmezliğini korumak.

❖ Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak.

❖ Kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak.

❖ Kişinin temel hak ve hürriyetini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak suretle sınırlayan siyasi, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak.

❖ İnsanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak.

Madde-6: Egemenlik

❖ Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.

❖ Türk Milleti egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanır.

❖ Egemenliğin kullanılması hiçbir suretle hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.

❖ Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.

Madde-7: Yasama yetkisi

Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kullanılır. Bu yetki devredilemez.

Madde-8: Yürütme yetkisi ve görevi

Yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

Madde-9: Yargı yetkisi

Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

Madde-10: Kanun önünde eşitlik

Temel bir ilke niteliğindedir. Bu ilkeye göre; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”

Madde-11: Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü

❖ Anayasa bütün kanunların temelidir. Anayasalar, önemli birçok konunun ana hatlarını düzenler. Yasalar ise bir konunun ayrıntılarını düzenler.

❖ Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz. Anayasa hükümleri tüm kişi ve kurumları bağlayıcıdır.

❖ Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.

❖ Yasama organı, yasa yaparken Anayasaya uygun hareket etmek zorundadır.

XI. 1982 ANAYASASINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

1987 Yılı Değişiklikleri

❖ Oy verme yaşı 21’den 20’ye indirildi.

❖ TBMM üye sayısı 400’den 450’ye çıkarıldı.

❖ Geçici 4.madde kaldırılarak eski siyasi liderlerin siyaset yasağı kaldırıldı.

❖ Referandumun alanı genişletilerek halkın Anayasa değişiklikleri üzerindeki etkisi arttırıldı.

1993 Yılı Değişiklikleri

❖ Radyo ve televizyon yayınları üzerindeki devlet tekeli kaldırıldı.

1995 Yılı Değişiklikleri

❖ 1980 askeri müdahalesinin meşruluğunu savunan cümleler Anayasadan çıkarıldı.

❖ Oy verme ve siyasi partilere üye olabilme yaşı 18’e indirildi.

❖ TBMM’nin üye sayısı 450’den 550’ye çıkarıldı.

❖ Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına oy hakkı verildi.

❖ Kamu görevlilerine sendika kurma hakkı verildi.

❖ Siyasi partilere yurt dışında örgütlenme, kadın ve gençlik kolları kurma hakkı verildi.

❖ Yüksek öğretim görevlileri ve öğrencilerine siyasi partilere üye olma olanağı verildi.

❖ Seçimlerde oy kullanabilmek için sandık seçmen listesine kayıt olma şartı getirildi.

❖ Bir milletvekilinin parti değiştirmesi, milletvekilliğinin düşme sebebi olmaktan çıkarıldı.

❖ Vakıf, dernek, sendika ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının siyasi faaliyetlerde bulunma ve siyasi partilerle işbirliği yapma yasağı kaldırıldı.

1999 Yılı Değişiklikleri

❖ DGM’de askeri hakim ve savcıların varlığına son verildi.

❖ Özelleştirmenin önü açıldı.

❖ Kamu hizmetleri imtiyaz sözleşmelerinde Danıştay’ın rolü istişari hale getirildi ve bu konudaki uyuşmazlıklarda milletlerarası tahkime gidileceği öngörüldü.

2001 Yılı Değişiklikleri

❖ Temel haklarla ilgili genel sınırlandırma sebepleri kaldırıldı.

❖ Sınırlandırmanın Anayasa’nın öngördüğü şartlarda hakkın özüne dokunulmayacak şekilde ve ölçülülük ilkesine uygun yapılabileceği öngörüldü.

❖ Yargılama öncesi gözaltı süresi 15 günden 4 güne indirildi.

❖ Siyasi partilerin ne zaman Anayasaya aykırı fiillerin odağı haline geldiği açıklığa kavuşturuldu.

❖ Anayasa Mahkemesi’nin siyasi partileri kapatmanın yanında devlet yardımından yoksun bırakabileceği kararlaştırıldı.

❖ Anayasa Mahkemesi’nin siyasi partileri ancak 3/5 çoğunlukla kapatabileceği öngörüldü.

❖ Milli Güvenlik Konseyi Döneminde çıkarılan düzenlemelerinde Anayasa Mahkemesince denetlenebileceği öngörüldü.

❖ MGK’ya Başbakan yardımcılarının ve Adalet Bakanının da alınması öngörüldü.

❖ MGK kararları tavsiye niteliğine dönüştürüldü.

2002 Yılı Değişiklikleri

❖ Milletvekillerinin seçilme yeterliliği ile ilgili “ideolojik ve anarşik eylemlere katılma” ifadesi kaldırılarak “terör eylemlerine katılma” şeklinde değiştirildi.

❖ Bir ilin veya seçim çevresinin TBMM’de üyesi kalmaması durumunda boşalmayı takip eden 90 gün sonraki Pazar günü ara seçim yapılacağı öngörüldü. (2002 yılında Siirt’te yapılan ara seçimlerde ilk defa uygulandı.)

2004 Yılı Değişiklikleri

❖ Ölüm cezası kaldırıldı.

❖ Vatandaşların Uluslararası Ceza Divanı’na taraf olmanın gerektirdiği durumlarda yabancı bir ülkeye verilebileceği öngörüldü.

❖ Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi durumunda uluslararası antlaşmaların hükümlerinin esas alınacağı kabul edildi.

❖ Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırıldı.

❖ Silahlı Kuvvetlerin elinde bulunan devlet mallarının TBMM adına Sayıştay’ca denetlenebileceği öngörüldü.

2005 Yılı Değişiklikleri

❖ Katma bütçe uygulamasına son verildi.

❖ Banka açma yetkisi Bakanlar Kurulundan alınarak BDDK’ya verildi.

❖ Mahalli idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması yetkisi Sayıştay’a verildi.

❖ Merkezi yönetimin bütçe kapsamındaki kamu idareleri ve sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderlerinin Sayıştay tarafından denetlenmesi öngörüldü.

2006 Yılı Değişiklikleri

❖ Milletvekili seçilme yaşı 30’dan 25’e indirildi.

2007 Yılı Değişiklikleri

❖ Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi benimsendi.

❖ Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl ve bir kimsenin iki defa Cumhurbaşkanı seçilebileceği belirlendi.

❖ Cumhurbaşkanlığına aday gösterilme için meclis içinden veya dışından 20 milletvekilinin yazılı teklifi veya oyları %10’u geçemeyen siyasi partilerin ortak aday gösterebilecekleri öngörüldü.

❖ Cumhurbaşkanı seçiminin, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki 60 gün içinde, makamın herhangi bir sebeple boşalması durumunda da boşalmayı takip eden 60 gün içinde yapılacağı öngörüldü.

❖ Genel oyla yapılacak seçimlerde oyların salt çoğunluğunu alan aday seçilir. İlk oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa bir hafta sonra yapılacak 2.oylamaya en çok oy almış iki aday katılması ve salt çoğunluğu alan adayın seçilmesi öngörüldü.

❖ Milletvekili genel seçimleri 5 yıldan 4 yıla indirildi.

❖ TBMM’de tüm toplantılarda üye sayısının 1/3’ünün katılması yeterli görüldü.

2010 Yılı Değişiklikleri (Referandum ile Yapılan Değişiklikler)

❖ Kadın, çocuk, yaşlı, özürlü, harp ve vazife şehitleri, dul ve yetim, malul ve gazilere pozitif ayrımcılık getirildi.

❖ Herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteyebileceği ve kişisel verilerin ancak kanunla öngörülen hallerde veya kişinin açık rızası ile kullanılabileceği öngörüldü.

❖ Vatandaşların yurt dışına çıkma hürriyetinin ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hakim kararıyla sınırlandırılabileceği öngörüldü.

❖ Devletin her türlü istismara karşı çocukları koruyucu önlemler alması öngörüldü.

❖ Memurların ve diğer kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkına sahip olabileceği, bu konuda çıkabilecek uyuşmazlıklarda Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulabileceği ve kurulun kararının kesin olduğu belirtildi.

❖ Bir kişinin aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olabileceği belirtildi.

❖ Partisinin temelli kapatılmasına sebep olan milletvekilinin üyeliğinin düşmeyeceği belirtildi.

❖ YAŞ’ın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayrılma hariç her türlü ilişki kesme kararına karşı yargı yolu açıldı.

❖ TBMM Başkanlığına bağlı Kamu Denetçileri Kurumunun oluşturulacağı ve idarenin işleyişi ile ilgili şikayetleri inceleyeceği, Kamu başdenetçisi’nin TBMM tarafından gizli oy ile 4 yıl için seçileceği belirtildi.

❖ Memurlara verilen uyarı ve kınama cezalarına karşı yargı yolu açıldı.

❖ Yargı yetkisinin idari eylem ve işlemlerde hukuka uygunluğun denetimi ile sınırlı olup hiçbir suretle yerindenlik denetimi şeklinde olmayacağı öngörüldü.

❖ Adalet hizmetleri ve savcıların idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığı’nca denetimi adalet müfettişleri ile hakim ve savcılık mesleğinden olan iç denetçiler; inceleme ve soruşturma işlemlerinin ise adalet müfettişleri tarafından yapılacağı öngörüldü.

❖ TBMM Başkanlık Divanı için bir yasama döneminde iki kez seçim yapılacağı, ilk seçimlerin görev süresinin iki yıl ikinci devre seçilenlerin görev süresinin ise o yasama döneminin sonuna kadar devam edeceği belirtildi.

❖ Askeri mahkemelerin, asker kişilerin sadece askerlik göre ve hizmetleriyle ilgili olarak işledikleri askeri suçlara bakacağı; devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davaların sivil mahkemelerde görüleceği belirtildi.

❖ Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılabileceği öngörüldü.

❖ Anayasa Mahkemesi üyelerinin 12 yıl için seçileceği belirtildi.

❖ Anayasa Mahkemesi üye sayısı ve seçimi değiştirildi.

Örnek Soru

Aşağıdakilerden hangisi, 1982 Anayasası’nda 2004 yılında yapılan değişikliklerle TBMM’nin yetkileri arasından çıkarılmıştır?

A) Savaş ilanına karar vermek

B) Para basılmasına karar vermek

C) Bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek

D) Meclis üye tam sayısının 3/5 çoğunluğuyla genel ve özel af ilanına karar vermek

E) Mahkemeler tarafından verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek

 2005 KPSS CEVAP: E

❖ Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabileceği belirtildi.

❖ Anayasa değişikliğinde iptale, siyasi partilerin kapatılmasına veya devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için üye tam sayısının 2/3 oy çokluğunun şart olacağı belirtildi.

❖ Meclis Başkanı, Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları’nın görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan’da yargılanabileceği belirtildi.

❖ Mevcut Anayasa Mahkemesi üyelerinin 65 yaşına kadar görevlerini sürdüreceği, yedek üyelerin asil üye sıfatını kazanacağı belirtildi.

❖ Ekonomik ve Sosyal Konsey anayasal kurum haline getirildi.

❖ HSYK’nın üye sayısının ve seçiminin değiştirilmesi öngörüldü.

❖ HSYK’nın meslekten çıkarma kararlarına karşı yargıya başvurulabileceği belirtildi.

❖ 12 Eylül müdahalesi döneminde Milli Güvenlik Kurulu’nun işlem ve eylemlerinden dolayı yargılanamayacağını öngören geçici madde kaldırıldı.

1982 ANAYASASI

        12 Eylül 1980’de asker yönetime el koydu. Böylece ülke yönetimine ilişkin tüm görev ve yetkileri Milli Güvenlik Konseyi (MGK) yürütüldüğü geçici bir dönem başlamıştır.

MGK’nın yetkileri:

Ø MGK Başkanı Cumhurbaşkanın yetkilerine sahipti Milli Güvenlik Konseyi de Anayasanın Cumhuriyet Senatosuna ve TBMM’nin yetkilerine sahipti.

Ø Konsey Anayasayı değiştirme yetkisine sahipti. Bu yetki ile Konsey Kurucu İktidar özelliğini taşımaktadır.

Ø Konseyce yapılan işlemler, çıkarılan kanunlar hakkında Anayasaya aykırılıktan yargı yoluna başvurulamazdı.

 

Ø Bakanlara kamu personeli hakkında uygulanacak işlemler ve alınacak kararlar için yürütmenin durdurulması istemi ileri sürülemezdi.

Milli Güvenlik Konseyi 1981 yılında Kurucu Meclis hakkında kanun ile yeni bir anayasa çalışmalarına başlamıştır. Bu kanuna göre Kurucu Meclisin görevleri:

Ø Yeni anayasayı ve bu anayasanın halk oyuna sunuluşunu hazırlamak.

Ø Siyasi partiler kanunu hazırlamak ve seçim kanunu hazırlamak.

Ø TBMM kurulup göreve başlayıncaya kadar yasama yetkisine dayanarak, kanun koyma, değiştirme, kaldırma görevlerini yapma.

         Kurucu Meclis 2 kanattan oluşuyordu. Milli Güvenlik Konseyi (askeri kanat) Danışma Meclisi (sivil kanat). Danışma Meclisi, kanun tasarısı ve teklifleri ile Anayasa metnini hazırlayıp MGK’ya sunuyordu. MGK bu metinleri değiştirerek ya da tam olarak kabul edip Resmi Gazetede yayınlıyordu. Danışma Meclisi 120+40 üyeden oluşuyordu. 40 üye doğrudan MGK’ca seçiliyordu. 120 üye ise; her ilin Valileri kendi iline ait kontenjanın 3 katı kadar üyeyi MGK’ya bildiriyordu MGK da seçiyordu.

1982 Anayasası ve 1961 Anayasası Benzerlikleri:

Ø Askeri müdahale ile oluşmuşlardır.

Ø Anayasalar yürürlüğe girmeden önce halk oyuna sunulmuşlardır.

Ø Her iki Anayasanın sivil kanadının yetkileri sınırlıydı. Bakanlar kurulunu kurma, düşürme yetkileri yoktu.

Ø Her iki Anayasada bir askeri bir sivil kanadın oluşturduğu kurallar aracılığıyla yapılmıştır.

Ø 1961 Anayasası Askeri kanat: Milli Birlik Komitesi, Sivil kanat: Temsilciler Kurulu. 1982 Anayasası Askeri kanat: Milli Güvenlik Komitesi, Sivil kanat: Danışma Meclisidir.

1982 Anayasası ve 1961 Anayasası Farklılıkları:

Ø 1961 Anayasasında yer alan Sivil Kanat (Temsilciler Kurulu) daha temsili nitelik taşırken. 1982 Anayasasında Sivil Kanat Danışma Meclisinin üyeleri atanmıştır.

Ø CHP, CKMP 1961 Anayasanın hazırlanmasında rol alırken 1982 Anayasasında yani Danışma Meclisinde hiçbir siyasi parti yok. Danışma Meclisi daha bürokratik bir görevdedir.

Ø Temsilciler Meclisi, Danışma Meclisinden daha yetkiliydi.

Ø 1961 Anayasasında halk oylamasında ne olacağı belliyken (Anayasa kabul edilmez ise yeniden seçim yapılacak ve yeni Temsilciler Meclisi kurulacaktı). 1982 Anayasasında böyle bir hüküm yoktu.

Ø 1961 Anayasasında siyasi partiler kamuoyu oluşturma açısından rol alırken. 1982 Anayasasında hiç bir muhalif harekete izin verilmemiştir.

Ø 1982 Anayasası halk oyuna sunulurken Cumhurbaşkanlığı seçimi de yapılmıştır.

1982 ANAYASASININ ÖZELLİKLERİ

Ø Daha ayrıntıcıdır.

Ø Geçiş dönemi öngörmüştür. Bir defaya mahsus olarak Cumhurbaşkanlığı seçimi halka yaptırılmıştır.

Ø Katı ve serttir. Anayasa değişikliği Cumhurbaşkanlığı onayı şartı ilk kez getirilir.

Ø Milli Güvenlik Konseyinin düzenlediği kanunların anayasaya aykırılığı iddia edilemez. 2001 değişiklikleriyle çıkarılmıştır.

Ø Otoritenin ağırlığı artmıştır. Kamu yararının, kişilerin yararından önce geldiği düşüncesi ve anarşi kaygıları sebebiyle hak ve hürriyetlerde sınırlamalara gidilmiştir. Güçlü devlet, otoriter idare kavramları ön plana çıkmıştır.

Ø Yürütme organı güçlendirilmiştir. Cumhurbaşkanı makamı güçlendirilmiştir.

Ø Siyasi karar alma mekanizmalarındaki tıkanıkları giderici hükümler getirilmiştir.

Ø Daha az katılımcı bir demokrasi modelini benimsemiştir. Siyasi partilerin kadın ve gençlik kolu gibi ayrıcalık yaratan yan kuruluşları meydana getirme yasaklanmıştır. 1995 değişiklikleriyle hepsi çıkarılmıştır. Seçim dönemi 5 yıla çıkartılır.

Hukuk Devleti

Ø Yürütme işlemlerinin yargısal denetimi olması

Ø Yasama işleminin yargısal denetime tabi olması

Ø Kanuni hakim güvencesi: Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir mahkeme önüne çıkarılamaz.

Ø Yargı bağımsızlığı

Ø Kuvvetler ayrığının benimsenmesi ilkeleri geçerlidir.

Sosyal Devlet

Ø Herkese insan haysiyetine yakışır asgari bir hayat düzeni sağlamalıdır.

Ø Vergi adaleti.

Ø Kamulaştırma ve devletleştirme.

Ø Planlama.

Ø Sosyal haklar.

Anayasa değişiklikleriyle ilgili olarak:

Ø Bazı hükümlerinin değiştirilmesinin tamamen yasaklanmasına. Anayasa değiştiren kanunların kabulü için özel yöntemler öngörülmüştür.

Ø Teklif ve kabul yeter sayısının kanunlarınkine göre daha yüksek olması.

Ø Bazı durumlarda referanduma başvurulmasının zorunlu olması.

DEVLETİN TEMEL İLKELERİ

Devletinin şeklinin Cumhuriyet olduğunu – Cumhuriyetin nitelikleri – Devletin bütünlüğünü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti belirtilir. Bu 3 maddeden sonra gelen 4. maddede ilk 3 maddenin değiştiremeyeceği, değiştirilmenin teklif dahi edilemeyeceği belirtilir.

SEÇİMLER

  1. Genel Oy:1924 yılında erkekler için genel oy, 1934 yılında da kadınlara tanınmıştır. Sınırlamalar; 18 yaş ve seçmen kütüğüne kayıtlı olmak. Her vatandaşın, milletvekili veya yerel yönetim seçimlerinde, yaş ve sezginlik dışında başka bir nitelik aranmadan oy hakkına sahip olması. Sahip olunan servet, ödenen vergi miktarı, öğrenim durumu, cinsiyet gibi sınırlamalar olmaksızın, bütün vatandaşların oy hakkına sahip olmalarıdır.
  2. Eşit Oy:Hiçbir kritere bakılmaksızın her seçmenin tek bir oya sahip olmasıdır.
  3. Seçimlerin Serbestliği:1982 anayasasında oy kullanmayanlara getirilen para cezası ile ihlal edilmiştir.
  4. Tek Dereceli Seçim:Temsilciler seçmen tarafından doğrudan seçilirler. 1946 yılından itibaren uygulanmıştır. İki dereceli seçim sistemi uygulanması 1982 Anayasasına göre mümkün değildir.
  5. Oyun Gizliliği:1950 seçimlerinde ilk defa uygulanmıştır.
  6. Açık Sayım ve Döküm:Her şey açık yapılıyor. Sayım ve döküm ilk kez 1950 yılında yapıldı.
  7. Seçimlerin Yargı Organlarının Yönetim ve Denetiminde Yapılması:Seçimlerde yargısal karar organı olarak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yetkilidir. Kararları kesindir. Bu ilke 1961 ve 1981 yıllarında yer almıştır.
  8. Çok Partili Siyasi Hayat:Siyasi partiler önceden izin almaksızın kurulurlar ve Anayasa, kanun hükümleri içinde faaliyetlerini sürdürürler. Vatandaşlar siyasi parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve çıkmaz hakkına sahiptir. Siyasi partilere üye olma yaşı 18’dir.

SİYASİ PARTİLERİN FAALİYETLERİNE GETİRİLEN SINIRLAMALAR

  1. Amaçlarına ilişkin yasaklar:Cumhuriyet ve laiklikle çelişen partiler kurulamaz.
  2. Örgütleme ve çalışmalarına ilişkin yasaklar:Hakim ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, memur statüsündeki görevliler, işçi niteliği taşımayan kamu görevlileri, silahlı kuvvetler mensupları, yüksek öğretim öncesi öğrenciler siyasi partilere üye olamazlar.
  3. Siyasi partiler ticari faaliyetlerinde bulunamazlar:Siyasi partilerin gelir ve giderleri amaçlarına uygun olması gerekir. Bu denetimi Anayasa Mahkemesi yapar.

Dip Not: Siyasi partiler herhangi seçim çevresinden milletvekili çıkarabilmesi için; ülke genelindeki geçerli oyların toplamının en az %10’nu alması gerekmektedir.

Siyasi Partilerin Kapatılması

         Sadece Cumhuriyet Başsavcısı açabilir. Dava Anayasa Mahkemesine açılır ve burada kesin kara bağlanır. Cumhuriyet Başsavcısı davayı re’sen açabileceği gibi, Bakanlar Kurulu kararı veya Adalet Bakanı ya da bir siyasi partinin talebi üzerine açabilir. Bir siyasi partinin kapatılması kararında Anayasa Mahkemesi 3/5 çoğunluğun oyu şartı getirilmiştir.

Siyasi Partilere Devlet Yardımı

%10 barajını açanlara verilir. Barajı aşmamış olmakla beraber, milletvekili seçimlerinde toplam geçerli oyların %7’sinden fazlasını almış bulunan partilere yapılır.

Temel Hak ve Hürriyetlerin Kullanılmasının Durdurulması

Savaş, sıkıyönetim, seferberlik, olağan hal zamanlarında mümkündür. Bazı sınırlamalar vardır; milletlerarası hukuktan hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen ya da tamamen durdurulabilir. Hiçbir şekilde durdurulamayacak temel hak ve hürriyetler:

Yaşama hakkı, maddi ve manevi bütünlüğü koruma hakkı, suç ve cezaların geçmişe yürütülememesi, masumluk karinesi (suçluluk kesinleşinceye kadar masumluk).

 

1982 Anayasası | Kpss 1982 Anayasası Genel Esaslar Konu Anlatım Video


 

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.